bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Stream of consciousness technique* modernizm akiminin bir ürünüdür. Özetle, karakterin düşünce akışının olduğu gibi, deneyimlerken aktarildığı bir tekniktir. Belli bir duzen ya da yapisi yoktur. En baba temsilcileri arasinda Virginia Woolf (Mrs. Dalloway) ve James Joyce (Ulysses) vardir. Iki kitapta da baş karakterlerin bir gunu anlatilir ve hatta Ulysses'da Leopold Bloom' un gecirdigi gun (16 Haziran) edebi camilarca "Bloomsday" olarak kutlanir. Son bir fun fact (eglenceli gerçek/bilgi) ekleyeyim; kitapta 450 kelimeye yakin bir cümle geçmektedir.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Anlatımı akıcı ve güçlü kılan, okuyucuyu tabiri caizse dürten, gerilim yaratarak kişiye heyecan, merak gibi duygu karışımlarını yaşatan bayıldığımız bir teknik olur kendileri. (bkz: Okuyucuyu diri tutmak nedir nasıl yapılır) (bkz: Ahanda beyle)
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      canım oğuz atay'ın bu konuda üstat olduğu ve tutunamayanlar eserinde kullanmış olduğu tekniktir. (#4367471) "-iletişim yayınları oğuz atay bütün eserleri dizisi'ne göre (bu arada ben bu basım üzerinden yazıyorum) - kitabın s.460 - 537 arasındaki on dördüncü bölümünde hiçbir noktalama işareti kullanılmamıştır. bu olayı biliyordum ama karşılaşınca mahvoldum. kelimenin tam anlamıyla soluksuz okuyorsunuz ama kendi adıma beni mahvetti! nasıl yaptın bunu be adam? bir tane noktalama işareti yok, bir o kadar akıcı ve doğruydu tüm yazılanlar. sonradan öğrendim: oğuz atay burada bilinç akışı tekniğini kullanmış. (ek bilgi: bilinç akışı tekniğini kullanan yazarlar, kahramanların zihninden geçenleri birbirini aralıksız takip eden sözcükler yardımıyla, imla kurallarına dikkat etmeksizin okuyucuya aktarırlar. yazarlar, kahramanların zihinden geçen anlık düşünceleri, başka bir deyişle onların bilinç yansımalarını anlattıklarından dolayı akışı ve sürekliliği kesecek noktalama işaretlerini kullanmayı tercih etmezler) başta burada neyi amaçladığını anlamamışken tekniği öğrendikten sonra oğuz abimizin sevgili okuyucularına -selim'in, günseli'nin, turgut'un...- tüm kahramanların kafalarının içindekileri bam diye geçirmek için kullanmış olduğunu düşündüm. *burası zaten okuması zor ama sürüklemenin zirvesi olan bir bölümdü bu arada, inkar yok."